Rekreasyon isim, Fransızca “recreation”
1. İnsanların boş zamanlarında, eğlence ve spor amacı ile gönüllü olarak katıldıkları etkinlikler. 2. Bir bölgeyi insanların eğlenme, dinlenme amacıyla kullanabilecekleri bir duruma getirme.


Bahadır Çapar’dan
Hevesi kadar cesareti olanlara
Kayak ile Oltacılık
şu “kayak fishing” dedikleri

“Henüz ağaran günün kırık aydınlığında usulca kürek çekerken birbirini kovalayan küçük dalgaların tatlı telaşı şahittir bir kayağın sırtında ki sevincine. Mavi haliçlerin kıyılarını yurt tutmuş acar balıklardan lacivert derinliklerin cevval ve cesametli kuzularına uzanan bir serüvenin başındasındır o an. Yaşamın her yönde yüzdüğü bir dünyada her yöne sessizce kayabilmenin, üstelik bunu kendi gücünle ve iradenle yapabilmenin hürriyeti olacaktır duyumsadığın ve öylesine bir hikâye olmayacaktır –anbean değişen değiştikçe yaşadığını ve yaşattığını gösteren sudan– kıyıda eğlenenlere anlatacakların.”
yazımı devam eden
“Bahadır Çapar’dan Kayak ile Oltacılık“
isimli kitabın kapak yazısından…

Nehirden Denize‘nin kaynağı bellidir!
Nehirden Denize’nin görsel ve yazınsal tüm tematik içeriği Bahadır Çapar’ın kaynak niteliğindeki kişisel üretimlerinden derlenmiştir. Kısacası burada görüp okuduğun herşey özgündür ve altında yazan isim onu kendi namına nakledene değil akıl ederek, emek vererek üretene dairdir.
Su'ya yolculuklar, su'dan yolculuklar...
“Su varsa yaşamın da şansı vardır, su temizse yaşam da öyle.”
Bahadır Çapar (2010, Adana)

…ancak –olanca karasallığımızla– onu kendi malı gibi gören bizlerin çokluğuna rağmen gerçek anlamı ile bir su gezegeni olarak anılmaya layık şu biricik Dünya’da, yaşamsal gerekliliğimiz saydığımız su’yu aynı zamanda yaşamın en büyük güzelliği olarak görebilenlerimiz ne kadar da az. Gör! Benim için kabulü pek zor olan böylesi bir çıkarıma nereden ulaştığımı soranlar için cevabım hayli basit ve anlaşılır: Su’ya yaptığım ve su’dan ilerlediğim 30 küsur yılla hiçte kısa sayılmayacak yolculuğumdan elbette. Bugüne değin yolu su’ya giden ya da yolu su’dan geçen her bir günün kazandırdığı tek şey, dinleyene hayranlık veren yalın tecrübelerim değildi sadece. Dinle! Tematik gelişimimin payandasını oluşturan bu uzun yolculuk boyunca su’ya dair yaşadığım her serüven, öncesi ve sonrası ile tematik farkındalıklar kazanmamın ve yaşadığım güne dair düşünsel açılar yakalamamın da sebebiydi kuşkusuz. Anla!
Şimdi bu sayfalar üzerinden ulaşacağınız her bir düşünsel yazı ve her bir naklediş, işte bu uzun geçmişin kıyılarında olta atıp suyunda kürek çekerek disiplinini yitirmeden bugüne kavuşmuş bir adamın –bir anlamda– sesli düşünüşleri ve kendi gibilerle yapıp eylediklerinden yana heyecanı geçmeyen seslenişleri gibidir. Naçiz düşünsellerimden bu mecraya akanı ve düşsel kıyılarıma vuranları ararsanız “kürek suyunda…” başlıklı blog alanında bulursunuz.