
Böyle kestirmeden giden bir yaklaşımı peşinen kabullenmek doğru olmaz! Zira, “denge” merkezli tek bir söylemin hem oltacıya hem de kayağa göre değişebilen iki odaklı bir durumu tek açıdan sağlaması pek mümkün değildir. Öncelikle kayakta neden ayağa kalkma ihtiyacı duyulur biraz buna değineyim. Çıplak gözle ya da dürbünle ufku/uzağı gözlemleyerek hedef ve yön tayin ederken daha yüksek ve kaliteli bir görüş açısı elde etmek oldukça önemlidir. Aynı şekilde meranın verimli noktalarını –fazlaca sokulmaksızın– açıktan yapılacak uzun erimli atışlarla tarayabilmek için ayağa kalkarak olta kullanmak, özellikle de balıkların huysuz olduğu dönemlerde çoğu zaman ciddi bir avantaj yaratır. İşte hem böylesi avantajlar elde edebilmek için hem de kayak üzerinde pek fazla uygulayıcısı olmasa da uçurma (fly fishing) takımlarını kullanarak balık yakalamaya çalışmanın teknik gerekliliğinden ötürü (bkz. Uç Tarponcuk Uç!) pekâlâ kayakta ayağa kalkılabilir, ayakta kalma işi önemli hâle gelebilir.