

Yeni bir sefere hazırlanırken | 4. bölüm
4. kapsam: SU ve ERZAK

Buraya kadar teknik kapsamları çerçevesinde ele alarak özetlediğim seyir ve oltacılık ekipmanlarına dönük hazırlıkların ardından şimdi sıra sefer iaşesinin teminine geldi. Etkinlik boyunca tüketilecek erzağın niteliğine karar vererek miktarını belirlemek birçok uygulayıcının en çok önemsediği ve hesabını yapmakta en çok zorlandığı hazırlık aşamasıdır. Ancak erzağa ilişkin bu bölümde okuyacağınız bildirimin esas gayesi, genel ölçekli bir sefer hazırlığının çerçevesini eksiksiz şekilde tanımlamak olduğundan içeriği olabildiğince kısa tutulmuştur. Kayak ile oltacılık etkinliklerinde yemek ve beslenme konusunu detaylı şekilde ele aldığım kısımlar kitabınızın ilerleyen sayfalarında zaten yer almaktadır.
“Ek bir hazırlığa gerek duymadan tüketilebilen doğal gıdalar tercih edin.”
Tüm etkinlik süresince tüketmek üzere derlenip toplanacak olan erzak ve tayının mahiyeti tamamen göreceli olup elbette istek ve sınırlarınız doğrultusunda size özgü şekillenecektir. Bu yüzden temel yaklaşımı ortaya koyarak sefer erzağının mahiyetine ve miktarına ilişkin belirleyici bir şablon sunabilmek adına sadece kendi tercihlerimden bahsetmekle yetineceğim. Dört günlük gün aşan bir etkinlik için kafi gördüğüm erzağın toplamı amiyane tabir ile bir market poşetini aşmaz. Kolay ve ek bir hazırlığa gereksinim duymaksızın tüketebileceğim türden olabildiğince doğal gıdalar tercih ettiğimi söyleyebilirim. Bu duruma matematiksel bir açıklık getirmem icap ederse; 100’er gramı takriben 1.300 kalori içeren 400 gramlık küçük bir –tam yağlı– pastorize kaşar ya da kaşkaval tekeriyle dört adet 160 gramlık balık konservesine ek olarak, 100’er gramı takriben 450 kalori içeren 300 gram peksimet, 300 gram atıştırmalık tuzlu yer fıstığı ve dörder adet domatesle elma 4 gün seyrüsefer kürek çekip olta atmam için ziyadesiyle kâfidir. Bu muhteva ile yaklaşık 2 ½ kilogramı bulan yiyeceğe çay, kahve ve 10 litre kadar içme suyunu da eklediğimde erzakla ilgili tüm hazırlığım tamamlanmış olur.
Olta balıkçılığına odaklanarak geçireceğim böylesi solo seferlerde kürek çekip balık tutmanın hazzını yemenin içmenin keyfine yeğlediğimden faaliyet esnasında beni rahatsız edebilecek gazlı ve alkollü içecekler ya da bozulma riski taşıdığından sindirim rahatsızlığına ve sıklıkla tuvalet ihtiyacına yol açabilecek taze gıdalar tüketmekten oldum olası kaçınırım. Karnımdan çok doğaya duyduğum açlığı doyurmayı öncelikli gören kişisel anlayışımın güdümünde uzun yıllardır uyguladığım bu düzeni basit matematiği ile örnekleyerek bir anlamda sizlere önermiş olsam da uyulması gereken bir standart olarak dayatmam söz konusu değildir. Zira kişi vardır açlığa hiç dayanamaz; icap ettiğinde öğün atlamaya, suyu idareli kullanmaya tahammülü yoktur. Biraz acıkmaya görsün amacına odaklanamaz neşesi kaçıverir hemen. Ama kişi vardır; bir elmayla açlığını yatıştırıp –benim gibi– tek öğünle dara düşmeden işini görür, eğlenerek gününü tamamlar. Sadece kişisel konfor eşiğini ve tahammül sınırlarını bilen kayaklı bir oltacı için geçerli olabilecek böylesi bir matematiksel yaklaşımla –elbette kendi sınırlarınızı ve ihtiyaçlarınızı gözeterek- yapacağınız benzer bir hesaplama, götürmeniz gereken erzağı ölçeklendirmenizi sağlayacaktır.

Sonuç itibarı ile kayakla oltacılık, zorlayıcı bir perhiz ya da kayak üzerinde oynanan bir açlık oyunu değildir. Mühim olan kişinin metabolik seviyesini bilerek erzak ihtiyacını doğru ölçeklendirmeyi becerebilmesi ve yeterinden fazlasını kayakta kendine yük etmemesidir. Su yüzünde ve kayak üstündeyken dolu bir mideyle kürek çekip olta atmanın keyfi kısa sürede kaçabilir. Üstelik iyi bir faaliyet noktası yakalanmış, günün en verimli saatlerinde doğru mevkiye varılmışken yemenin derdine düşmek ve/veya sıklıkla tuvalet ihtiyacı duymak cidden sevimsizdir. Bunları belirtmekte bir beis görmüyorum nitekim olmadık bir yerde –hele ki bir kış denizinde– ortaya çıkacak tuvalet ihtiyacı birçoğu için devrilerek/düşerek ıslanmak ve hatta malzeme kaybetmekle sonlanan ciddi bir sorun oluşturabilir. Üstelik buna sebep olan “sıkışıklık” devam ederken… Suya ve soğuğa karşı koruyucu teknik kuşamı giyip çıkarmak karada ve yere basarken bile hayli zahmetliyken kayak üstünde böylesi sevimsiz ve zor bir durumda kalmayı emin olun istemezsiniz. Bu yüzden kayakta öğünleri eksiksiz yapmayı düşünmek bir yana sindirim sistemindeki malum yükü seferin birkaç gün öncesinden başlayarak olabildiğince azaltmaya çalışmak hayli yararlı olur. Bu maksatla henüz evinizdeyken sindirilme oranı ve protein düzeyi yüksek besinlerle öğün yapmaya başlamanızı tavsiye ederim. Kıyıya vardıktan sonra ise gün sonunun açlığıyla tıka basa yemekten tüm etkinliğiniz süresince kaçınarak alkolsüz sıvı tüketiminizi artırın derim.
Bahadır Çapar
Ocak 2016, Adana
4. bölümün sonu | yazının önceki bölümünü göster | yazının devamını oku

