
Yer açın bana, deyişimi kaçı duyabilmişti bilmiyorum ama ipe dayanmaktan son anda ve bir kez daha vazgeçen balığın sancak tarafına basmasıyla iyice daraldığını anladığımda, sağımda solumda toplanan tayfaya aldırmaksızın güverteye inen merdivenlere yönelmiştim. Parmak arası terlik şaklamaları ve uğultulu bir itiş kakışla başüstünden alt güverteye akan bu heyecan dalgasına kapıldığımda kâh omuzlarımdan kâh belimden kavrayan tayfanın gayreti ile 6 basamaklı merdivenden güverteye nasıl indiğimi anlamamıştım bile… Belli ki balık ıstırapsız yüzebildiği tek yöne, yüzeye yönelmiş; belki de daha gençken ve henüz derinleri bu kadar sevmemişken lacivert ensesinde harelenen güneşin ılıklığında nice sardalyayı kovalayıp, nice uskumruyu kıstırdığı korkusuz zamanlara özlemle son kez gayretlenip aydınlığa doğru kuyruk vurmaya başlamıştı yine.