


Ne denli basit ve küçük olursa olsun, müşterek kullanılan açık ya da kapalı otopark alanlarında bırakılan bir kano römorku ya da kayak treylerinin başkaları nazarında hemen hemen bir otomobillik park yeri işgal eden “fuzuli” bir gereç, kendi alanlarını daraltan büyük bir “problem” olarak algılanarak kimi sevimsiz tartışmaya neden olması –yoğun nüfuslu kentlerde ve ortak alan kullanımı hususunda tahammülsüz çok katlı yerleşimlerde– kuvvetle muhtemeldir. Öyle ki kayak ile oltacılık hevesi ile erim ve konfor artışı sağlamak adına temin edilen römork gibi bir nakil gereci, kayağı-kanoyu taşımasının yanında bu uğraşının sahada gerektirdiği hemen her malzemeyi de toparlamak sureti ile işi kolaylaştıran –neredeyse zaruri– bir gereç olduğu kadar, faaliyet sonundan bir sonraki sefere kadar emniyetli bir park alanı ve düzenli kontrol gibi kendine özgü zorlukları da olan bir gereçtir. Bu yüzden imalat projesi veya tedarik süreci tamamlandıktan sonra römorkun/treylerin nerede park edilip, bırakılacağı henüz imalat/tedarik süreci başlatılmadan önce net şekilde belirlenmeli, eğer ortak alanlarda bırakılacaksa diğer araçların park edemediği ve giriş çıkış manevralarına mani olmayacak ölü/işlevsiz kısımlar kullanılmaya çalışılmalıdır. Garantili veya uzun soluklu bir park alanı sağlanamaması ve yoğun kullanılan ortak alanlar dışında sürekli bir park imkânının bulunamaması ihtimaline karşı herhangi bir motorlu araca bağlamaksızın beden gücü ile çekilerek zorlanmadan yeri değiştirilebilecek kompakt imalatların sunacağı kullanım kolaylığı dikkate alınmalıdır. İmal edilecek ya da haricen temin edilecek bir römorkun ölçeğini yani büyüklüğünü belirlerken sadece kayak/kano taşımada sunacağı garantili kolaylığa değil, iki kullanım arasında yalın şekli ile muhafazasının yaratacağı olası zorluklar da hesaba katılmalıdır. Bu noktada hem kullanım esnasında işleri kolaylaştıran hem de kullanım sonrasında işi kolay bir römorkun kullanıcısına sağlayacağı avantaj, tasarımın ölçeği ile ilgili olarak birkaç paragraf önce verdiğim tavsiyenin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Özetle kayak ve kano seferlerinizin en büyük yardımcısı hâline dönüşecek bir römorku yardım almaksızın kullanıp gücünüz ölçüsünde kontrol edebileceğiniz ekonomik bir büyüklükte seçmeniz faydanıza olacaktır.
Römorklu araç kullanımına ilişkin tavsiyeler
Buraya kadar verdiğim özet bilgiler, daha önce benzer bir imalatı deneyimlememiş olduğu hâlde gerek amacına uygun hazır bir ürün bulamamaktan gerekse mevcutları yetersiz görmekten dolayı benim gibi kendi kano-kayak römorkunu imal etmek düşüncesiyle bilgisine, becerisine güvenen ve bu işe vakit ayırmaya istekli olanlarımız için tasarım ve imalat sürecinde dikkat edilmesi gereken temel hususlara ilişkindi. Ama bir şekilde kayak-kano uğruna kullanmaya başladığınız römork ve dolayısı ile artık bir “uzun ve eklentili araç” kullanıcısı olduğunuz andan itibaren, çeki demirine bağlı bir römork ile güvenli hızlanma-frenleme, şerit değiştirme usulleri ile ileri-geri sürüş ve park pratiklerine mesai ayırmanız şarttır. Artık römork takılı aracınız, alıştığınız motor ve direksiyon tepkilerini vermeyen, boyu gibi fren mesafesi de artmış çok daha ağır ve hantal bir hâl kazanmıştır. O yüzden sürüş ve park manevraları iyice bellenene kadar geniş ve güvenli alanlarda hem araca hem de römorka odaklanarak çalışılmasını tavsiye ediyorum.
Üzerindeki 16 ayaklık kano ile Suzi’nin kuyruğuna takılı ND kayak-kano treyleri (2016).
Yalın ya da havuzlu tip açık römork çekecek olan bir araç, teknik olarak birbirinden bağımsız iki farklı şasininin birbirine eklemlenmesi ile boyu uzayarak dingil sayısı artmış bir araçtır. Uzun kasalı ve sabit şasili kamyon ve kamyonet gibi ön dingilden kolayca yönlendirilebilen araçların hareket dinamiğinden farklı olarak römork davranışı, özellikle geri manevralarda standart direksiyon yönlendirmesinin tersi yönde ve çekici aracın arka dingili ile römorkun dingili arasındaki mesafeye bağlı olarak (traksiyon kirişinin (bir ucu kaplinli diğer kısmı römorkun omurunu teşkil eden orta kolun) uzunluğuna göre) römorktan römorka değişebilen açılarla hareket eder. Diğer bir deyişle traksiyon kirişi uzadıkça dönüş açısı düştüğünden manevra mesafesi artmakta ve bu durum şöför tabiri ile dönüşlerin geniş (açıktan) alınması lüzumunu doğurmaktadır. Bu yüzden çekilen römork hafif dahi olsa üzerinde taşınan kayak ya da kanonun uzunluğundan ötürü traksiyon kirişi uzun tutulacağından dönüşlerde bu yeni dinamiğe dikkat ederek, olabildiğince yavaş şekilde ve çekici araca değil çekilen römorka odaklanarak onun hareketlerine göre manevraları tamamlamak, can sıkıcı durumların yaşanmaması adına hayli önemlidir. Römorktan ötürü artan dingil sayısı ve çekilen fazladan ağırlık, özellikle küçük araçlarda (tüm heçbeklerde ve çoğu sedanlarda) fren yükünü ve mesafesini belirgin düzeyde artıracaktır. Artık 3 dingilli ve 6 tekerli duruma dönüşmüş olan binek bir araçta tutuş ve kavrama problemleri yaşamamak adına basınç, elastikiyet ve diş derinliği açısından lastik kondisyonu ve gerek sağ-sol denkliği, gerekse ön-arka dengesi itibarı ile fren sistemi sürekli takip edilmeli, sürüş esnasında araç tepkilerine sağır davranılmamalıdır.
Wilderness System Thresher açık deniz kayağı ile ND kayak-kano treyleri sahada (2020).
Son olarak elektrik alt yapısı yani sinyal lambaları eklenmemiş hiçbir kuyruk gerecinin çekilmek üzere bir araca eklenmemesi gerektiğini vurgulayalım. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Hususiyetlerine Göre Araçlarda Bulundurulacak Teçhizat” ile ilgili ekine göre römork ve yarı römorklarda ECE R 104 onayına sahip, 2007/35/AT veya ECE R 48’e göre araç üzerine yerleştirilmiş geri yansıtıcılı şeritlerin (reflektör bantların) bulundurulması istenmiştir. Römork üzerinde yer alması gereken bu tür reflektörlerin dışında çalışır durumda ve fonksiyonel ışıklı bir sinyalizasyon tertibatının da römorka eklenmiş olması gereklidir. Gidilecek mesafe ne olursa olsun yüklü ya da yüksüz durumdaki bir römorkun/treylerin kaplini motorlu taşıtın çeki demirine takıldığında sinyal tertibatı da derhal çalışır duruma getirilmelidir. Trafik seyir güvenliği için tercihen kırmızı ya da flor-ışıl kırmızı-turuncu gibi görünürlüğü yüksek renklerde bir çift flamanın römorkta taşınan kayak veya kanonun geriye doğru uzanan en uç kısımlarına bağlanarak bu şekilde trafiğe çıkarılması, mesafe algısı ve pedal tepkisi zayıf sürücülerin çokluğu düşünüdüğünde alınması gereken basit ancak hayli ciddi bir önlemdir.

Periyodik bakım ve bilinmesi gerekenler
İster özel tasarımlı bir imalat, ister haricen temin edilmiş ya da kayak-kano taşımak üzere dönüştürülmüş genel tasarımlı hazır bir römork kullanılsın, satıh oluşturan sac levhaların ve profillerin büküm-kaynak-dikiş noktalarının sezon boyunca düzenli olarak kontrol edilerek lüzumunca bakım ve onarımlarını yapılması, uzun ömürlü ve emniyetli bir kullanım için gereklidir.
Özellikle kaplin, dingil, torsiyon, süspansiyon gibi yük altında çalışan çoğu hareketli parçaların ve teker göbeklerinin mekanik işlerliklerinin ve yağ durumlarının her sefer öncesi kontrolü sağlanarak yıl boyu yola hazır şekilde bakımlı tutulmaları hayli önemlidir. Hafif gereçler olmalarından dolayı bir sorun çıkarmayacağı düşünülerek yol ve raf ömrünü tamamlamış ve yıpranmış lastiklerin kano römorklarında ve kayak treylerlerinde kullanılması, sıklıkla karşılaştığım hatalı kullanıcı tercihlerinden birisidir. Oysa römork lastiklerinin tıpkı motorlu araç lastiklerindeki gibi basınç, balans, elastikiyet ve diş derinliği açısından sağlıklı durumda olması, her türlü yol koşulunda savrulmaları azaltarak kavrayışı ve dolayısı ile yük emniyetini arttırmaktadır.
İki kullanım arasında bir kaç haftadan daha uzun süre ile park durumunda sabit bırakılan römorkun lastiklerinde basınç kaybı ve çökmeden dolayı ezilme ve deformasyon oluşması muhtemeldir. Eğer bu tür sorunlar yerinde tespit edilip giderilmez ise yolculuk esnasında düşük basınçlı lastiklerin tamamen inmesi ve hatta yırtılması işten bile değildir. Bu yüzden uzun süreli parklarda römorkun takoz üstüne alınarak ağırlığın tekerlerlerden alınması ve lastik ve jant yönünden kullanılanlara denk özellikte yedek bir tekerleğin römorkta bulundurulmasına özen gösterilmelidir.
Araç kuyruğunda kano ve kayak taşımak için kullanacağımız tüm gereçlerin çekici araç ile bağlantısını sağlayan en kritik parça kaplinlerdir. Kaplinin baş kısmını oluşturan ve alttan bakılmadıkça iç aksamı görülmeyen topuz yuvaları belirli aralıklarla kontrol edilmeli ve kaplin üzerindeki kilit mandalının çeki demiri topuzunu kavrayan kovan başlığını kolayca kilitleyip tek hamle ile boşlayacak şekilde rahat çalışması sağlanmalıdır. Zira yukarıda da değindiğim üzere çekilen gerecin çeken araçla arasındaki birincil ve en önemli bağlantısını oluşturan kaplinin oldukça basit olan kilit mekanizmasının sağlıklı olarak çalışması hayati öneme sahiptir. İkincil bağlantı ise tedbir gereği bir ucu kaplinin hemen gerisinden römorkun traksiyon kirişine, diğer ucu çeki demiri yakınından araç şasisine bağlanarak yola değmeyecek şekilde gevşek bırakılmış güçlü bir emniyet zinciri ya da çelik tel ile sağlanmalıdır. Şasiler arasında kurulacak bu ikincil bağlantı, birincil bağlantının işlevini kaybetmesi ihtimaline karşı alınması gereken ciddi bir tedbirdir.
Römorka bağlanan bir kayağın kapaklı ambarları ya da kanonun içi, çoğu oltacının nazarında yolculuk süresince birçok malzemenin içerisine yerleştirilebileceği güvenli bagaj alanları olarak değerlendirilir. Oysa suda olmadığı sürece polietilenden ya da kompozit materyallerden üretilmiş hiçbir kayak/kano bir bagaj olarak kullanıma uygun değildir. Zira bir kayağın karada ambarlayabileceği yükün ağırlığı ile sudaki taşıma kapasitesi arasında değişen ortam dinamiklerinden kaynaklanan ciddi bir farklılık vardır. Bu yüzden bir mecburiyet hâli söz konusu olmadıkça ağırlığı birkaç kilogramı aşacak herhangi bir yükün römorka bağlanmış bir kayağın ambarlarında ya da bir kanonun içerisinde taşınmasını bu işin sayılı profesyonellerinden biri olarak kesinlikle tavsiye etmiyorum. Gerek tespit bağlarının sıkılığı ve gerekse yolculuk boyunca römorka etkiyecek tüm sarsıntı ve titreşimler, söz konusu bagaj ağırlığının polietilen (PE) kayakların formunu bozacak, kompozit kayakların ise çatlayıp kırılmasına neden olacak ölçüde ciddi sorunlar yaratma potansiyeli vardır.
İçerisine eklenen fazladan ağırlığın sarsıntılı yer çekiminin de etkisi ile özellikle teknenin üzerine yerleştirildiği ve bağlanarak römorka doğru bastırıldığı taşıyıcı kolların ya da zemin profillerinin temas alanında çökme veya düzleşme, altı boşta kalan alanlar da ise bel verme ve sarkma gibi can sıkıcı gövde ve karina deformasyonları oluşturması muhtemeldir.
Yüklü bir römorkla kat edilecek ilk birkaç kilometrelik mesafenin ardından yolun kenarında durarak olağan titreşim ve sarsıntıların etkisi ile hareket ederek iyice yerleşen ve yerine oturan yük kontrol edilmelidir. Bu maksatla kayağı/kanoyu sabitleyen tüm gerdirmelerin boşlukları alınarak gerginlikleri eşit şekilde sağlanmalı, bağı gevşemiş tüm yük zarar görmeyecek biçimde yeniden sıkı ve kararlı hâle getirilmelidir. Bu bağlamda farklı form ve hacimdeki yüklerin birbirine zarar vermeyecek şekilde istiflenerek sabitlenmeleri gereğine de değinmekte fayda görüyorum. Araç içine alınmayan ve kayak-kano ile birlikte römorkta taşınacak olta kamışları ve kürek gibi itina gösterilmesi gereken gereçler, bunlara uygun özellikteki muhafazaları ile birlikte herhangi bir diğer yükün altında kalmayacak biçimde ve birden fazla noktadan taşıyıcıya sabitlenmelidir. Bunun dışında kalan ve çantalanmış tüm hacimli yüklerin bitişik düzende römork ortasına yakın bir şekilde gruplanarak bir çok noktadan sabitlenmesi ile dengeli bir yükleme yapılmış olacaktır.
Kayak veya kanonun römorka bağlanması esnasında dikkat edilmesi gereken iki temel hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Bunların ilki kayak-kano ile römork-treyler arasındaki temas alanının genişliğidir. Temas alanı arttıkça yükün zeminden bağımsız hareketi ve salınımı azalacağından sürtünme ve titreme yüzünden oluşabilecek yüzey zedelenmeleri ve deformasyon azalacaktır. Kayağın ve kanonun birkaç santimetrelik metal profiller üzerin oturtularak bağlanması ve atılan bağın yarattığı baskı; çökme, ezilme ve kırılma gibi görünür ve kalıcı zedelenmelerin oluşmasını kolaylaştırmaktadır. Bu yüzden kayak ve kano ile römorkun temas alanını arttırmak adına profillerin aralarını düz bir satıh oluşturacak şekilde kapatmak veya profilleri sıklaştırıp çoğaltarak daha çok noktadan bağlamaya çalışmak taşımanın yıpratıcı etkilerini oldukça azaltacaktır. Ayrıca kayak ve kano ile bunların üzerine oturduğu taşıyıcı zemin arasındaki titreşim ve sarsıntıları tamponlayarak sürtünmeyi engelleyecek nitelikte poliüretan (PU) veya etilen vinil asetat (EVA) gibi sentetiklerden mamül –mat ya da ped adı altında aranıp bulunabilecek– kalın ve yumuşak materyallerin römorkta ara katman ya da altlık olarak kullanılması hasarsız bir yükleme ve yolculuğa imkân verecek bir diğer tavsiyemdir.
Üzerindeki 16 ayaklık deniz kayağı ile Suzi’nin kuyruğuna takılı ND kayak-kano treyleri (2018).
İkinci husus ise kayağın ve kanonun zemine tespiti ile ilgilidir. Burada odaklanılması gereken esas tespit yani bağlantı noktalarının sayısı ve yeridir. Kayak ve kano gibi uzunluğuna karşılık genişliği az ve yüksekliği fazla olmayan su gereçlerinin emniyetli bir şekilde nakledilebilmesi için 4 noktadan römork yüzeyine (zemine) tespit edilmesi yeterlidir. Bu amaçla ilkin kütleyi zemine tespit edecek ana bağlama noktalarını belirleyebilmek adına kayağı bir ucundan diğerine ve her biri eşit uzunlukta olmak üzere < baş | orta | kıç > şeklinde 3 hayali bölüme ayırarak “orta” bölümün “baş” ve “kıç” yönündeki sınırlarına yakın şekilde konumlanmış olan römork şasisindeki bağlama noktaları belirlenmelidir. Ardından önde ve arkada ayrı ayrı olmak üzere karşılıklı şekilde yer alan bu noktalar arasına atılacak ve kayağın gövdesine zarar vermeyecek sertlikte gerdirilerek onu zemine bastıracak olan iki bağ sayesinde kayak gövdesi römork zeminine bağlanmış olur. Ancak yolculuk süresince olağan sayılacak titreşimlerden ötürü kayak gövdesinin sürekli sarsılması zamanla bu bağlantıları gevşeterek yükü kararsız hâle getirebileceğinden özellikle 14 ayaktan (~425 cm.den) daha uzun kayakların nakliyesi söz konusu olduğunda baştan ve kıçtan iki kısa yardımcı bağ daha atılarak toplamda 4 noktadan gövdenin römorka tespiti sağlanmalıdır.

Bahadır Çapar
Eylül 2023, Adana
yazının önceki bölümünü göster | yazının sonraki bölümünü göster