


Kış denizine uygun bir deniz kayağı ceketi; seçici geçirgen membranlarla lamine astarlı naylon veya polyester dış kumaştan olabildiğince az parça ile çatılmış, tercihen önde boy fermuarı olmayan ve baştan geçirilerek giyilen, burun hizasına kadar boynu örten fırtına maskesine sahip kapüşona sahip ve oturma pozisyonununda bel kısmının açılmasını önleyecek şekilde arka eteği kalça üstüne doğru sarkacak şekilde uzun tutulmuş özellikli bir kesime sahip olmalıdır. Tercihen yanlarda çalışan geniş velkronlu neopren gerdirmeleri sayesinde bele oturacak şekilde alt kısımdan sıkılabilirken bel hizasında iç kısımda yer alan su geçirmez lastik boğazlı iç eteği sayesinde alttan su girişini güçleştirecek eklere de sahip olmalıdır. Yakanın ve manşetlerin daraltılmasını sağlayan velkronlu bantların olması yine boyun ve bileklerden içeriye su girişini güçleştirecek basit ama fonksiyonel ayrıntılardır. Aynı şekilde boğaz kısmında ve manşet içlerinde kürek çekerken veya suya düşme durumunda içeriye boyundan ve bileklerden su girişini yavaşlatacak, ancak kan akışını ve eklem hareketini kısıtlamayacak biçimde cilde geniş bir yüzey ile temas eden poliüretan (PU) gibi esnek materyallerden imal edilmiş elastik bilek ve boyun contalarının olması oldukça faydalıdır. Havalandırma amacıyla koltuk altlarında yer alan ve Aquaguard™ gibi orta-üst segment su geçirmez ve paslanmaz fermuarlarla açılıp kapatılabilen havalandırma yarıklarının bulunması da havanın ısındığı saatlerde ve terletecek bir hareketliliğin hemen ardından oltacının nem ve ısı kontrolünü çabucak sağlaması adına oldukça kullanışlı ve örnek bir tasarım özelliğidir. Yüzdürme yardımcısı yelekle birlikte kullanımına engel teşkil etmeyecek şekilde önde ve göğüs hizasında konumlandırılmış körüksüz ve fermuarlı bir çift göğüs cebi bulunması, ceket üzerinde kullanılan tüm fermuarların su geçirmez ve ofset yapıda, tüm dikişlerin ise tam bir su geçirmezlik için iç kısımdan tamamen bantlanarak mühürlenmiş olması aranması gereken diğer imalat özellikleridir. Kürek çekip olta atarken (performans esnasında) kol hareketlerini kısıtlamayacak şekilde geniş bir omuz kesimine ve kollar ileri uzatıldığında yalıtımlı esnek manşetlerin bilekten geriye sıyrılmayacağı şekilde kol boyunun yeterli uzunluğa sahip olup olmadığına da dikkat edilmelidir.
Pekâlâ, deniz kayağı ve kanoda balık tutarken kullanılacak bir ceketin ideal su geçirmezlik derecesi ne olmalıdır?
Yukarıdaki tasnifli açıklamayı yinelemeksizin kestirmeden giderek bu soruyu cevaplamak icap ederse; kürek çekerken ya da balık tutarken soğuk havanın elimizi yüzümüzü ısırdığı ve ıslanmak istemediğimiz güz sonundan ilk bahar ortasına kadar geçen kış döneminde, hidrostatik dayanımı 20.000 mm.den aşağı olmayan Pertex® Shield, eVent®, DryVent™ ve Xpore™ gibi patentli teknik tekstillerden üretilmiş ve su üstünde -özellikle de deniz kayağı ve kanoda- kullanıma uygun niteliklerde tasarlanmış dış katman giysileri kuru ve sıcak kalabilmemiz için yeterli olacaktır. İklimin çok sert geçmediği kıyılarda ve görece mutedil sularda gerçekleştirilecek kayak ve kano faaliyetlerinde ise giyim kuşam tercihlerimizi su geçirmeyen bir alt fabrik grubu olan 15.000-20.000 mm aralığında konumlanan biraz daha ekonomik ve daha çeşitli teknik ürünler içerisinden yapabiliriz. Bu gruptaki ürünler kayak üstünde olta atıp kürek çekerken maruz kalınan olağan koşullara karşı yeterli korumayı sağlayacaktır. Özellikle dış yüzeyine haricen su itici özelliğe sahip kaplama (DWR) uygulanmış olan su geçirmezlik derecesi düşük tekstillerden üretilen giysilerin doğru kullanım ve bakım koşulları altında suya karşı daha uzun süre kuru kalabileceği unutulmamalıdır. Dayanıklı su itici kaplamaya sahip bir fabriğin hidrostatik dayanım derecesi yükselmez ya da diğer bir ifade ile su itici kaplama, üzerine uygulandığı fabriği olduğundan daha su geçirmez hâle getirmez. Sadece yüzeyde biriken suyu/nemi iterek giysi tarafından emilmesini ve astara ulaşmasını gecikitirdiğinden giysinin su geçirmezlik süresine katkı sağlar.
Bir giysinin hava geçirgenliği (MVTR: Nefes alabilirliği) nedir, ne değildir?
Buraya kadar birçok yerde su geçirmezlik ifadesi ile birlikte nefes alabilirlik olarak da anılan hava geçirgenliğine ya da tam teknik ifadesi ile nem buharı geçiş hızına (MVTR) atıfta bulunarak düşük draftlı ve açık kabinli su gereçleri olan deniz kayağı ve kano üzerinde kullanılacak giysilerin teknik özelliklerini belirli bir ölçüde detaylandırmaya gayret ettik. Ancak hava geçirgenliğinin en az su geçirmezlik kadar önem taşıdığı kano ve deniz kayağında giyim kuşam meselesinde herhangi bir kör noktanın kalmaması ve her iki ifade arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması için “nefes alabilirlik” ile ilgili temel izahatı ayrıca yapmak gereğine inanıyorum.
Nefes alabilirlik şeklinde ifade edilen parametre en basit tanımı ile bir kumaşın bir tarafından diğer tarafına su buharını atabilme kabiliyeti ve bunun ölçülebilir düzeyidir. Nefes alabilirlik, özellikle doğa sporlarına dönük dış giyim ekipmanlarında önemli bir ölçüttür. Çünkü kullanıcının faaliyet süresince sugeçirmezlik kabiliyetine de sahip kuvvetli giysiler altında yükselen vücut ısısının ve terlemesinin doğal bir neticesi olarak sıcaklık ve nemin rahatsızlık verecek düzeyde artışını engelleyerek kendini rahat hissetmesini sağlar.
MVTR ölçümü için en yaygın kullanılan uluslararası test standartında (ISO 15496) su buharının yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona doğru difüzyon prensibine dayanır. Sıcaklık seviyesi ve nem düzeyi kontrol altında tutulan özel bir ortamda teste edilen fabrik numunesi, mikro gözenekli (mikroporöz) seçici geçirgen bir membranla birlikte 180 mm çapında daireler hâlinde kesilerek 15 dakika sürecek bir su banyosuna alınır. Ardından doymuş potasyum asetat çözeltisi içeren ve ağzı aynı türden membranla kapatılmış bir kap ters çevirilerek test numunesinin üzerine yerleştirilir. Bu düzenek, ortamdaki su buharının belirlenen test süresince azar azar fabrik numunesinden geçerek kaba transferini sağlar. 15 dakika boyunca bu şekilde bekletilen kabın ilk ağırlığı ile son ağırlığı arasındaki fark ölçülerek 24 saatlik bir süreye oranlanarak test numunesinin su buharı geçirgenliği hesaplanır.
Ali Selim (Şahingöz) ile Gelidonya kıyısından dönüşte ter kurutmak için verilmiş su üstü bir moladan. (2024)
Bunun dışında Gore-Tex® tarafından geliştirilerek kendi ürünlerinin künyelerinde kullandığı ve RET testi olarak anılan diğer bir hava geçirgenlik derecelendirme metoduna değinmeden geçmeyelim. Esasen uluslararası ISO 11092 standartına dayanan RET testine alınan astarın/fabriğin termal yeterliliği ve su buharı geçirgenliğine karşı gösterdiği direnç birlikte ölçülerek hava geçirgenliği konusundaki düzeyi derecelendirilir. MVTR derecelendirme skalasının tersine RET derecelendirme skalasındaki değer küçüldükçe test edilen fabriğin hava geçirgenlik düzeyinin arttığı yani daha çok nefes alabilirlik kapasitesi sunduğu değerlendirilir. Değerin büyümesi ise kapasitenin düştüğü ve su buharı geçişine direncin arttığını gösterir. Özellikle, giyim konforu açısından önemli olan bu iki parametre, kumaşın termal yalıtım ve nefes alabilirlik özelliklerinin değerlendirilmesinde birlikte kullanılmaktadır
Kano ya da kayak üzerindeki kürek çekme, pedal basma ve olta atma gibi yoğun kas faaliyetleri esnasında artan vücut ısısının dengelenmesi için fazla ısının vücuttan uzaklaştırılması gerekir. Artan ısının önemli bir bölümü solunum esnasında aldığımız soğuk havayı ciğerlerimizde ısıtarak verdiğimiz sıcak nefesle uzaklaştırılırken geri kalan kısmı da cilt yüzeyinde salgılanan terin vücut ısısı ile buharlaştırılması yoluyla uzaklaştırılır. Mikro ölçekte hava geçirgenliğine sahip olan tekstillerle üretilmiş nefes alabilen giysiler, sıcak cilt yüzeyinden buharlaşan ter ile uzaklaştırılan işte bu fazla ısının dışarı çıkmasını sağlar. Ancak dışarı atılmadığı durumda sorun yaratacak olan şey tek başına giysi katmanları arasında kalan sıcak hava değil, bu sıcak havanın taşıdığı ter buharıdır. Hareket ettiğimiz sürece artan vücut ısımızı makul bir aralıkta tutabilmek amacıyla -az ya da çok miktarda- cilt yüzeyinden salgılanmaya devam eden terden kaynaklanan bu su buharının doygunluğu artarak, özellikle ısı yalıtımı için içe giyilen giysi dokumasında yoğunlaşır. Bu yoğunlaşma bir süre sonra dokumaların belirli bölgelerde neme doyarak yalıtım kabiliyetinin giderek azalmasına ve hızlı bir soğumaya sebep olur. Bu aşamada giysilerinize dışarıdan su değmediği hâlde onları nemli ve soğuk hissetmeye başlarsınız ki suyun ısıyı havadan daha hızlı ilettiğini düşünürsek bir an önce yeni ve kuru giysiler giymediğiniz takdirde kaçınılmaz şekilde üşümeye ve hemen her hareketinizde ıslak çamaşırlar giymişçesine rahatsızlık hissetmeye başlarsınız. İşte bu yüzden ilk işlevi dışarıdan içeriye su girişini engellemek olan dış katman giysisinin ikinci işlevi alttaki giysi katmanları arasındaki nemli ve sıcak havanın yoğunlaşmadan sürekli şekilde ve kendiliğinden dışarıya atılabilmesini sağlamaktır. Bu yüzden, ilk başta kulağa yanlış gibi gelse de kayakta ya da kanoda daha sıcak kalmak, üşümeden olta atabilmek için mikro düzeyde hava geçirgenliğine sahip olan ve bu suretle vücudumuzun ürettiği nemli sıcak havayı dışarı atabilen giysilere ihtiyacımız vardır.
Ancak terletmeyen ya da terlemeyi engelleyen bu özellik, özel bir kumaşın sahip olduğu akıl sır ermez bir tekstil teknolojisi değildir. Dış katman giysinin üretiminde kullanılan tekstilin iç yüzeyine laminasyonla astarlanan mikro gözenekli film yapısına sahip ince bir membranın sağladığı bu konfor, hareket hâlindeki vücudun ürettiği nemli havanın dış katman giysisinin suya karşı yalıtkan astarından geçerek alt katman giysilerinden ve dolayısı ile vücuttan etkin şekilde uzaklaştırılması şeklinde kendiliğinden işleyen basit ama muhteşem bir fiziki özelliktir. Deniz kayağı veya kano üzerinde kürek çekerken ya da pedal basarken randımanlı bir tempo yakalandığında yapış yapış olmadan gün boyu kuru kalabilmenin anahtarı, dış katman giysisinin sahip olduğu ve nefes alabilirlik olarak da anılan işte bu mikro hava geçirgenliğidir.

Bahadır Çapar
Aralık 2023, Adana
yazının önceki bölümünü göster | yazının sonraki bölümünü göster
(!) Hayır! Okuduğun bu yazı henüz bitmedi. Ama sen, her sayfanın altında göreceğin “Bir yanıt yazın” başlıklı kısımda bu yazıyla ilgili YORUMunu YAZ ve daha fazla içerik üretmesi için yazarı MOTİVE ET!