
Kıyı ardındaki koruluğa çekilip pürlerle döşeli serin toprağa uzanarak -gölgede serpilmiş menevşelerin sevecenliğinde- dingin kıyıları seyreylemek mi? Gamsızlık değildi bu ancak, tüm yalınlığımla hazza ermekti ve çok sürmezdi sefası. Sürmedi de. İşte!.. Geriliyordu yine misinam ve gülümsüyordu o çocuk – oltasına düşen ilk balığın tarifsiz sevinciyle.